Doğal Kaynakların Yönetimi

Doğal Kaynakların Yönetimi konusunda bir uzmanlığım yok. Fakat 2015’te ODTÜ’de yapılan son YAEM Kongresi’nin Danışma Kurulu listesinde adım vardı. Ben de bunu fazla ciddiye almış olacağım; oturup bu konuda bir günce oluşturdum ve Kongre yürütücülerini bilgilendirdim. Danışma Kurulu’nun ne yaptığını ve kendisinden ne beklendiğini bilmiyordum. Bunun yazılı olduğu bir yeri de bulamadım. Ben de kendi kendime şöyle bir görev üstlendim: Böyle bir başlığı olan bir kongre için neler önerebileceğimi bu güncede paylaşmaya çalıştım. Günce de orada öylece kaldı. İlgilenen olup olmadığının farkına varamadım. Hala da duruyor.

Kongre’de Amaç başlık bir yazı hazırlamıştım. Onu buraya da almak istedim:

YAEM Ulusal Kongresi’nin görevi nedir?
Düzenlendiği dönemin öncesinde “Endüstri Mühendisliği” alanında yürütülmüş çalışmaların ilgililer arasında değerlendirilmesi ve gelecekte daha etkili olunmasının yollarının geliştirilmesidir.

Bu cümleyi geçmiş kongreler için söylenenlere bakarak ve biraz da kendimden bir şeyler katarak kuruyorum. Bu işlere kafa yoranların daha güzel bir tanımlama oluşturacaklarına inanıyorum. YAD işe yarar bir tanımı sitesinde yayımlasa iyi olurdu.

YAEM XXXV. Ulusal Kongresi’nin görevi nedir?
Yukarıda özetlemeye çalıştığım temel görevi yerine getirirken Doğal Kaynakların Yönetiminde yoğunlaşmaktır. Bir de …

Aslında YAEM Ulusal Kongresinin bir de ülküsünün olması gerekir ki her bir kongre bu ülküyü gözeterek ilerlemeyi sağlasın, gelişmenin önünü açsın. Böyle bir ülkü; yasak savma yaklaşımıyla kongre düzenlemeyi de kongrelerin ana çizgisinden sapmayı da önlemiş olur. Bu yılın kongresi bu ülkü doğrultusundaki bir aşamayı geçmeyi de gözetmiş olur. “Bir de …” dememin nedeni buydu.

Bu “genel” dili, tartışmaların gelişebilmesi için kullandım. Asıl varmak istediğim şey; geçerli ve etkili tanımlamaların yapılabilmesidir. Yapacak olan ben değilim.

Biraz ayrıntıya girmeye çalışayım: Endüstri Mühendisliği alanında yürütülmüş çalışmaların değerlendirilmesi ne demek?

Böyle bir değerlendirme için “Örgütlerin daha etkili sonuçlar üretebilmesi konusunda” endüstri mühendislerinin yaptıklarına bakmak gerekir. Bunu iki farklı boyutta değerlendirme alışkanlığımız var:

  • Endüstri mühendislerinin sahip olduğu bilginin (araçlaştırdıkları dahil) uygulamada nasıl kullanıldığı ve ne tür sonuçlar verdiği (Uygulama)
  • Endüstri mühendisliği alanın bilgisini geliştirmek için yapılanlarda nereye gelindiği (Akademi)

Her iki alanda da yapılanların değerlendirilebilmesi için yapılanların toparlanıp ortaya konmaları gerekiyor. Akademinin işi zaten bu olduğu için onlar bu toparlamaları yapıyorlar, fakat uygulamadakiler sonuca odaklı olduklarından yaptıklarını başkalarının da değerlendirebileceği toparlamalardan uzak duruyorlar. İşin bu tarafının biraz daha ayrıtılı değerlendirilmesi gerekir, fakat onu sonraya bırakalım.
Böylece ne yapmış olduk? Büyük ölçüde, akademisyenlerin olgunlaştırdıkları çalışmaların değerlendirilmesiyle kısıtlandık.

Bir de bu değerlendirmeleri kimlerin yaptığına bakmamız gerekir. Tanımlarken “ilgililer” demiştim. Konuya bağlı olarak ilgililer değişebilir. Değerlendirmeleri akademisyenler ve uygulayıcıların birlikte yapmalarının yararlı olacağı baştan kabul edilir. Fakat uygulayıcıları oraya getirecek çekim gücü eksik kalmaya eğilimlidir. Uygulayıcıların “karar verici” türünün eksikliği daha önemli bir sorundur.

Bu sorunlarla birlikte; değerlendirmenin yapıldığını kabul ettiğimizde de endüstri mühendisliği alanında yapılanların gelecekte daha etkili olmasını sağlamaya nasıl dönüştürüleceği sorunuyla karşılaşırız. Değerlendirmeleri girdi olarak alıp işleyecek ve ‘bir’ çıktıya dönüştürecek ‘bir’ “örgüt” tanımlanmazsa yapılan değerlendirmelerin “havada kalma” olasılığı yükselir.
Bu nedenle, bu tür etkinliklerin başarısının; seçilen konuların geliştirilmek üzere sahiplendirilmeleriyle ölçülmesinin doğru olacağını düşünüyorum.
Seçilen konularla yalnızca ana temayı kast ediyor değilim; tüm oturumlarda gündeme alınan konuları kast ediyorum.

Çizmeye çalıştığım çerçeve bir merkezi planlamayı öngörüyor gibi anlaşılabilir. Fakat piyasa karşılığı da tanımlanabilir.

Kongre; bilginin ve fikirlerin geliştirilmek ve dönüştürücü olarak kullanılmak üzere örgütler tarafından sahiplenilmesini gözeterek düzenlenmelidir. Böyle olunca da hedef kitlesini bu örgütleri gözeterek oluşturmalı; hazırlıklarını, onların kongrede yer almalarını sağlayacak biçimde yürütmelidir. Bazı durumlarda da değerlendirme sonuçlarını dönüştürecek olan örgütlerin o aşamada oluşturulmaya başlaması da söz konusu olabilir. Yani kongreler, yeri geldiğinde, örgütleri üretmeye de hazırlıklı olmalıdırlar.

2015 kongresini bu gözle görmeye çalışıyorum.

Bu kongrede bir bildiri de sundum. Fakat ana tema ile ilgisi yoktu. Sonra bu bildiride anlattıklarımı da başka bir güncede paylaştım. Bir nedenle o günceyi da tanıtmak istediğimde o yazıyı da paylaşacağım. Sonunda belki tüm güncelerimin listesini de bir kenara koymuş olurum.

Reklam