Bağımsız bir uzmanlar grubu tarafından belirlenmiş saygın 82 bilim dergisinde yayımlanan makalelerin ülke ve kurumlar temelinde değerlendirildiği Nature Index 2020 listesinde Türkiye’de ilk 100’e 86 kuruluş girdi 🙂
Bu kuruluşların listesini görmek için: https://www.natureindex.com/annual-tables/2020/institution/all/all/countries-Turkey
Türkiye, ülkeler sıralamasında 179 ülke arasında, makalelerdeki payı açısından, 39. sırada bulunurken ilk 10 ülke şöyle sıralandı:
- ABD 20081,59
- Çin 13281,76
- Almanya 4502,09
- İngiltere 3772,11
- Japonya 2990,85
- Fransa 2191,53
- Kanada 1603,87
- İsviçre 1485,99
- Güney Kore 1417,38
- Avustralya 1248,63
Ülkeler sıralamasını görmek için: https://www.natureindex.com/country-outputs/generate/All/global/All/score
Türkiye’nin payı 65,3 ile son sıradaki Tonga’dan 65,30 büyük iken ilk sıradaki ABD’den 20.016,28 daha küçük olduğu görülüyor.
Türkiye’nin 65,30’luk payının yaklaşık 27’si Bilkent ve İTÜ’den gelirken ODTÜ’nün 65,30’a en fazla 3,59’luk bir katkı yaptığı görülüyor.
Öğretim elemanlarının YÖK’ün yönlendirmesiyle makale yayımlama hedefli yaşamlarına karşın Türkiye’de ilk 500’e girebilen üniversite yok. İlk 500 üniversitenin listesine şu adresten erişebilirsiniz: https://www.natureindex.com/annual-tables/2020/institution/academic/all
Yalnız Türkiye’deki üniversitelere bakıldığında ise 2019 verilerine göre 5. sırada yer alan ODTÜ; makalelerdeki payı düşme eğiliminde olanlar arasında görülüyor.

ODTÜ’nün 2019 değerlendirmesine kaynaklık eden verilerine https://www.natureindex.com/institution-outputs/turkey/middle-east-technical-university-metu/513906cd34d6b65e6a000d88 sayfası üzerinden erişilebiliyor.
Bölük Pörçük, Parça Parça 🙂
-Ülkemiz üniversitelerinin durumunu gösterir tabloları sunmuşsun.
-Ülkemiz Üniversiteleri arasında “ODTÜ” nün yerini koymuşssun.
-Tespitlerinden çıkardığım “Ülkemiz üniversitelerinin dünya genelinde yeri pek iç açıcı değil”.
– “ODTÜ”nün de ülkemiz üniversiteleri arasında daha önde olması gerekirken olmadığını görülüyor.
….
“Üniversiteler mevcut hallerinden bu anlamda pek şikayetci değiller gibi görünüyor. ”
“Ne kadar başarılı olduklarını anlatan üniversite yönetimleri sarmış tüm üniversitelerimizi.”
“Üniversite yönetimlerinin büyük çoğunluğu bulundukları makamları atamalar sayesinde (liyakat ve/veya secilerek değil) elde ettiklerinden
mevcut konumlarını ancak taraf olduklarında koruyabildiklerini/ koruyacaklarını öğrenmişler.”
“Tüm yönetimler bulundukları pozisyonu nasıl başarı diye anlatmanın derdine düşmüşler.”
“Çok da başarılı olmuşlar.”
Ki ben bazan onlara inanabiliyorum..
….
-Bu durum sadece üniversite yönetimlerinin anlayışı değil özel /tüzel / genel vb tüm kurum yönetimlerinin anlayışı.
(Ülkede ki tüm kurumlar bu anlamda “hasta” “korona” olmuş. 🙂
Korona biter ama ülkemde bu anlayış zor biter. 🙂 )
-Buna “Benden olsun çamurdan olsun” mantığı diyebiliriz.
-Buna “liyakat eksikliği” diyebiliriz.
Böyle yönetimlerdekiler görüp görebildikleri en büyük makama başarılı oldukları için değil birinin adamı oldukları için geldiklerinden;
“Neden başarılı olamıyoruz ?” diye kendilerini sorgulamaları akla uygun değil..
Çünkü “Başarılı olmak çokda umurlarında değil” .
Bu ülkedeki tüm kurumlar için geçerli..
Sen de bu durumu “rakamlarla ortaya koymuşssun”.
Ne diyeyim “Eline Sağlık” tan başka..
BeğenBeğen
Günümüzde eleştiri taraftar aklı ile yapılırken ozelelestiri taraftar aklı ile dahi yapılmamaktadır/yapılamamaktadir.
Dolayısı ile özelestiri canlanırsa geriye gidiş durur.
Özelestiri başlangıcı olarak mevcut durum tespiti olan bir yazı .
Bu anlamda yazını büyük keyifle okudum.
Arkasından “Ben nerde yanlış yaptim ve ne yapmalı ” sorularının tartışılması /konuşulması dileğiyle.
Ülkemiz aydın insanlarının üzerinize çöken “Suskun topal ördek” devrinin bitmesine dileğiyle.
Yoksa günümüzde olduğu gibi meydanlarda “Kekeme Bülbülleri” dinlemeye devam ederiz.
Ve içlerinden en az kekeme olanlarının hayranları dahi oluruz…
BeğenBeğen